Unutkanlık Arsızı

Unutkanlık Arsızı

kibirle boyanmıştı her bir yanımız
bir opera ses tonundan, kırılan vazoydu ilhamımız
en imkansızlara sebepti pişmanlığımız
ufak çocuğun koştuğu çayırlarda heyecanımız
peki yaşamamıza garekçe miydi aşkımız
I dont think so sanırım cevabımız
evet, neden her olanda bir sebep ararız
olanları unutmanın bir ihanet olduğunu sanmanın
elbet bir nedeni vardı sorsanız
tabi ki artık o da kalmadı
yazmam için gerekcem mi vardı
hayır, sanırım bu zamanın doğalıydı bu
saf duyguları kabire bıraktığım gün
anladım bazı şeylerin vadesinin dolduğunu
vadesi dolanın yamalı ceketle köstekli saat olduğunu
insanların vade doldurmada bir yarışa dahil olduğunu
biteceğini bile bile
sonunu düşünmeden yaptıklarımı unutamıyorum
unutabilmenin de bir erdem olduğu fikri
titrettiğinde iliklerimi vardım farkına
yine en arsızın ben olduğumun

Muhammed Ali Davulcu

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir