Bebeklerde süper ego var mıdır?

Bebeklerde süper egonun varlığı sorunu için Freud’un psikoanalitik kuramına bakmak gerekir. Freud’un psikoanalitik kuramına göre insan zihni, üç temel yapıdan oluşur: id, ego ve süper ego. Bu yapılar, bireyin düşünce, duygu ve davranışlarını etkileyerek kişiliğin gelişiminde kritik rol oynar. Bu yapıların gelişimi zaman içinde, deneyimlerle ve çevresel etkileşimlerle şekillenir. Peki nedir bu id, ego ve süperego?


1. İd (Dürtüler ve Haz İlkesi)

  • Doğuştan gelen ilkel yapıdır.
  • İd, içgüdüsel olarak bireyin yeme, içme, üreme gibi temel ihtiyaçlarının ve dürtülerinin tatmin edilmesini ister.
  • Haz ilkesine göre çalışır: İsteklerin hemen ve gecikmeden karşılanmasını bekler.
  • İd mantık veya ahlak kurallarıyla ilgilenmez, tamamen dürtülerin tatminine odaklanır.
  • Örnek: Bir bebeğin acıktığında hemen ağlaması ve doyurulmayı beklemesi.

2. Ego (Gerçeklik İlkesi)

  • Ego, bireyin çevresiyle etkileşime girdikçe gerçeklik ilkesine göre gelişir.
  • İd’in isteklerinin her zaman hemen karşılanamayacağını fark eder ve bu dürtüleri kontrol altına alır.
  • Gerçekçi çözümler bularak kişinin isteklerini toplumsal kurallara uygun şekilde tatmin etmeye çalışır.
  • Ego, id ile süperego arasında bir denge kurar ve bireyin çevreye uyum sağlamasına yardımcı olur.
  • Örnek: Bir çocuk çikolata yemek ister ama annesinin “Yemekten sonra” demesi üzerine bekler.

3. Süperego (Ahlak ve Vicdan)

  • Süperego, bireyin büyüdükçe çevresindeki ebeveyn figürlerinin, toplumsal kuralların ve ahlaki değerlerin içselleştirilmesiyle gelişir.
  • Vicdan (cezalandırıcı yön) ve ideal benlik (olması gereken davranışlar) olarak iki bileşenden oluşur.
  • Süperego, bireyin toplumsal normlara uygun hareket etmesini sağlamaya çalışır ve hatalı davranışlardan dolayı suçluluk hissettirir.
  • Örnek: Bir kişinin yalan söylediği için pişmanlık duyması.

Bu Yapılar Arasındaki İlişki

  • İd: Haz arar. (Dürtüsel istekler)
  • Ego: Gerçekçi bir yol bulur. (Dengeleyici rol)
  • Süperego: Ahlaki kuralları hatırlatır. (Vicdan)

Bu yapılar sürekli bir dinamik etkileşim içinde çalışır. Sağlıklı bir zihinsel yapıda, ego, id ve süperego arasında bir denge kurar. Ancak dengesizlik durumunda psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir:

  • Aşırı id baskınlığı: Dürtüsel ve kontrolsüz davranışlar.
  • Aşırı süperego baskınlığı: Aşırı katı, suçluluk duygusu yoğun bir kişilik.
  • Zayıf ego: Dürtülerle toplumsal kurallar arasında denge kuramama.

Bu yapılar, kişiliği ve bireyin topluma uyumunu anlamak açısından Freud’un kuramında temel taşlar olarak kabul edilir.

Bebeklikte Zihinsel Yapı:

1. İd (Dürtüler): Bebeklerin dünyaya geldiklerinde yalnızca id düzeyinde işleyen bir zihin yapısı vardır. Bu yapı, temel içgüdülerle (yeme, içme, uyuma, rahatlık arayışı) hareket eder. İd, doğuştan gelen haz ilkesine göre çalışır ve ihtiyaçların hemen karşılanmasını ister.

2. Ego (Gerçeklik İlkesi): Bebek büyüdükçe, çevresiyle etkileşim kurarak gerçekliği öğrenmeye başlar. İhtiyaçların her zaman hemen karşılanamayacağını fark ettiğinde ego gelişir. Bu süreç, genellikle ilk birkaç yıl içinde başlar.

3. Süper ego (Ahlak ve Vicdan): Bebeklerde süper ego, çocuğun toplumsal kuralları ve ahlaki değerleri öğrenmesiyle gelişir. Anne-baba, çevre ve kültürden aldığı değerlerle şekillenir. Ancak bu yapı, bebeklik döneminde mevcut değildir. Süper ego, ancak 3-5 yaşları arasında, çocuğun ebeveyn figürleriyle özdeşim kurması ve onların kurallarını içselleştirmesiyle belirgin hale gelir.

Sonuç:

Özetle, bebeklerde süper ego bulunmaz; sadece ilkel bir şekilde ihtiyaç ve dürtülerini tatmin etmeye odaklanan id hakimdir. Süperegonun gelişmesi için zaman, toplumsal etkileşim ve deneyim gerekir.

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir