İslam siyaset felsefesi, temelde Allah’ın mutlak otoritesini ve bu otoriteye tabi olmayı esas alır. Bu otorite anlayışı, Allah’ın sıfatlarının hem bireysel hem de toplumsal hayatı düzenleyen bir rehber olmasıyla şekillenir. Allah’ın sıfatları, İslam’da hem teolojik bir temel oluşturur hem de adalet, yönetişim ve insan ilişkileri gibi konularda derin etkiler bırakır. Bu yazıda Allah’ın sıfatlarının İslam siyaset felsefesi üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.
1. Tevhid ve Egemenlik
Allah’ın Vahdaniyyet (birlik) sıfatı, İslam siyaset felsefesinin merkezinde yer alır. Tevhid inancı, Allah’ın tek ve mutlak otorite sahibi olduğunu vurgular. Bu anlayış, siyasette de yöneticinin nihai otorite olmadığını, onun Allah’ın emirlerine uygun hareket etmekle yükümlü olduğunu ifade eder. İslam siyaset felsefesi, bu doğrultuda otoritenin mutlak olarak insanın elinde olmadığını, adalet ve hükümde Allah’ın emirlerine uyulması gerektiğini savunur.
Örneğin, Halifelik sisteminde halife, halkın lideri olarak görülse de Allah’a karşı sorumluluk taşır. Halk da Allah’ın yasalarına uygun bir yönetim talep etme hakkına sahiptir. Bu durum, yöneticinin keyfi kararlar almasını engeller ve halk ile yönetici arasında bir denge oluşturur.
2. Adalet İlkesi
Allah’ın Adl (adalet) sıfatı, İslam siyaset felsefesinin en temel unsurlarından biridir. Adalet, İslam’da sadece bireysel bir erdem değil, aynı zamanda toplumsal düzenin temel taşıdır. Kur’an’da birçok ayette adaletin tesis edilmesi gerektiği vurgulanır:
“Şüphesiz Allah, adaleti, iyiliği ve yakınlara yardım etmeyi emreder.” (Nahl, 16:90)
Yönetimde adalet, yöneticilerin halkın haklarına riayet etmesi, yolsuzluktan uzak durması ve güçlünün zayıfı ezmesine izin vermemesiyle sağlanır. Allah’ın adalet sıfatı, İslam siyasetinde hukukun üstünlüğü ve sosyal eşitlik gibi kavramların temelini oluşturur.
3. Rahmet ve Merhamet Yönetimi
Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatları, yönetimde merhamet ve şefkat anlayışını şekillendirir. Peygamber Efendimiz (sav), yöneticilerin halkına karşı merhametli olmasını öğütlemiş ve kendi hayatında bu ilkeyi bizzat uygulamıştır. Merhamet, sadece bir erdem değil, aynı zamanda yönetişimde halkın refahını gözetme zorunluluğunun temel bir parçasıdır.
Rahmet sıfatı, İslam siyasetinde sosyal politikaların merkezinde yer alır. Fakirlere yardım, yetimlerin korunması ve ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesi gibi uygulamalar, bu sıfatın siyasetteki yansımalarından biridir. Bu bağlamda, bir yöneticinin halkına karşı merhametli olması, onun hem dini hem de siyasi sorumluluğudur.
4. Hikmet ve Ehliyet Prensibi
Allah’ın Hakîm (hikmet sahibi) sıfatı, yönetimde ehliyet ve liyakat ilkesinin önemini vurgular. İslam siyasetinde, yöneticilerin bilgili, adil ve yetkin kişiler arasından seçilmesi gerektiği inancı bu sıfattan kaynaklanır. Peygamber Efendimiz, bir görevin ehil olmayan kişilere verilmesinin zulüm olduğunu belirtmiştir.
Kur’an’da da hikmetin önemi sıkça vurgulanır. Allah’ın hikmet sıfatı, siyasette isabetli kararlar alınmasını, uzun vadeli düşünülmesini ve kamu yararının gözetilmesini gerektirir. Böylece, yöneticiler hem Allah’ın emirlerine uygun davranır hem de halkın ihtiyaçlarını gözetir.
5. Mutlak İlim ve Hesap Verilebilirlik
Allah’ın Alîm (her şeyi bilen) sıfatı, İslam siyasetinde hesap verilebilirlik anlayışını güçlendirir. İslam’a göre, yöneticiler hem halkın hem de Allah’ın huzurunda hesap vereceklerine inanırlar. Bu, yöneticilerin görevlerini hakkıyla yerine getirme sorumluluğunu artırır.
Yönetimdeki şeffaflık ve dürüstlük ilkeleri de bu sıfatın yansımasıdır. Allah her şeyi bildiği için, insanlardan gizlenen hiçbir hata veya yolsuzluk, İlahi adaletin gözünden kaçmaz. Bu anlayış, yöneticilerin sürekli bir otokontrol içinde olmalarını sağlar.
Sonuç
Allah’ın sıfatları, İslam siyaset felsefesinin temel yapı taşlarını oluşturur. Tevhid, adalet, merhamet, hikmet ve ilim gibi sıfatlar, yöneticiler ve halk arasındaki ilişkileri düzenler, toplumsal huzur ve adaleti sağlar. İslam siyaset felsefesi, Allah’ın bu sıfatlarını esas alarak ideal bir yönetim modelini ortaya koyar. Bu modelde, otorite Allah’a ait olup, yönetici halkına karşı adil, merhametli ve sorumlu bir şekilde hareket etmek zorundadır.
Allah’ın sıfatlarının bu yönü, İslam siyaset felsefesinin yalnızca teorik değil, aynı zamanda pratik bir model sunduğunu da gösterir. Bu nedenle, İslam siyaset felsefesi, ilahi otoriteyi insan hayatıyla bütünleştiren bir anlayış olarak önemini korumaktadır.